Cu03292024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Back Ana Sayfa Ehlibeyt (a.s) Emirü’lMüminin Hz. Ali (a.s) Ali (a.s) Hz. Peygamber'in Kardeşidir

Ehlibeyt (a.s)

Ali (a.s) Hz. Peygamber'in Kardeşidir

İslâm kardeşliği, bu dinin toplumsal ilkelerindendir. İslâm Peygamberi, bu bağı sağlamlaştırmak doğrultusunda değişik şekillerde çaba sarf etmiştir.

  Muhacirlerin Medine'ye girişinden sonra, ilk kez, Evs ve Hazrec adında Ensar'dan iki kabile arasında Peygamber'in eliyle kardeşlik bağı kuruldu. Medine'nin yerlilerinden olan ve uzun yıllar birbirleriyle savaşan bu iki kabile, Resul-i Ekrem'in çabaları sonucu birbiriyle kardeş olup, geçmişi unutmaya karar verdi. Bu kardeşlik akdinin hedefi, müşrikler karşısında İslâm ordusunun iki büyük sütununu teşkil eden Evs ve Hazrec kabilelerinin geçmişte birbirlerine karşı yaptıklarını unutmaları ve kökleşmiş düşmanlıkların yerini sulh ve esenliğe bırakmalarını sağlamaktı.

  Hz. Peygamber (s.a.a) ikinci olarak, ister Ensar'dan ister Muhacirlerden olsun, birbirleriyle kardeş olmalarını ve herkesin kendine bir kardeş seçmesini emretti. Nice iki Muhacir birbiriyle veya Muhacirlerden biri Ensar'dan biriyle kardeşlik akdi gerçekleştirip el sıkışarak, bir tür manevî siyasî güç oluşturdular.

İslâm tarihçileri ve hadis bilimcileri şöyle yazmaktalar:

  Bir gün Peygamber-i Ekrem ayağa kalkıp ashabına şöyle buyurdu: "Allah yolunda ikişer-ikişer kardeş olun."

Tarih, o gün Peygamber'in (s.a.a) emriyle kardeşlik akdi okuyan birçok insanın ismini zikretmiştir. Mesela Ebubekir, Ömer'le, Osman, Abdurrahman b. Avf'la, Ammar, Ebu Huzeyfe'yle, Salman, Ebu'd Derda ile ve… Kardeş oldu ve Peygamber (s.a.a) bunların kardeşliklerini tasvip etti.

  Sayılı kişiler arasında gerçekleşen bu kardeşlik akdi, Kur'an-ı Kerim'in İslâm dünyası ölçüsünde ilân ettiği ve bütün müminleri kardeş saydığı genel İslâmî kardeşliğin dışındadır.
Ali (a.s) Hz. Peygamber'in Kardeşidir

  Resul-i Ekrem (s.a.a), Mescid-i Nebi'de hazır bulunan herkes için bir kardeş tayin etti. O arada Ali (a.s) yalnız kaldı ve O'nun için bir kardeş tayin edilmedi. Bunun üzerine Ali (a.s) yaşlı gözlerle Peygamber'in huzuruna varıp şöyle dedi:

  Her bir ashabın için bir kardeş tayin ettin, ama benimle başka biri arasında kardeşlik akdi kıymadın!

  İşte o an Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Ali'ye (a.s) hitaben, kendisine olan yakınlık ve makam açısından sahip olduğu konumu ortaya koyan tarihî sözü buyurdu:

Sen benim dünya ve ahirette kardeşimsin. Beni hak üzere gönderene andolsun ki, seni kendime kardeş kılmak için sona bıraktım. Sen benim dünyada da ahirette de kardeşimsin.[1]

  Bu söz, Hz. Ali'nin maneviyat, temizlik ve ihlâs açısından Hz. Peygamber (s.a.a) nezdindeki derecesini güzel bir şekilde aydınlatmaktadır. Ehlisünnet âlimlerinden er-Riyaz'un-Nazire kitabının yazarı bu hakikati itiraf etmiştir.[2]

  Burada Mübâhele ayeti'nin[3] tefsirinin esası ortaya çıkıyor. Tefsirciler, "Nefislerimizi ve nefislerinizi" ibaresinden kastedilenin, Kur'an-ı Kerim'in, Peygamber'in (s.a.a) nefsi ve bizzat kendisi saydığı Hz. Ali olduğunu ittifakla belirtmişlerdir. Zira fikrî ve ruhî cazibeler, sadece iki hemfikri birbirine cezp etmekle kalmaz, bazen iki kişiyi bir tek kişi olarak gösterir.

  Her varlığın kendi türdeşini cezp edip, zıddını def etmesi, sadece yer ve gökteki cisim ve maddelere özgü değil; dünyanın büyük şahsiyetlerinde de cezp ve def tecelli eder; birilerini cezp ederken, başka birilerini def edebilirler. İşte bu tür çekicilik ve iticilik, benzerlik ya da ruhî tezat esasına dayanmaktadır ve bazılarını bir araya toplar; bazılarını da dışlar.

  Bu konu İslâmî felsefede şöyle tabir edilir: "Benzerlik ve türdeşlik, inzimamın nedenidir."

--------------------------------------------------------------------------------------

[1]- Müstedrek-i Hâkim, c.3, s.14; el-İstîab, c.3, s.35.

[2]- Taberî, er-Riyaz'un-Nazire, c.2, s.16.

[3]- Âl-i İmran Suresi, 61.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile