Prş03282024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Back Ana Sayfa Makaleler Batı Medeniyetinde İslamın Rolü-1

Makaleler

Batı Medeniyetinde İslamın Rolü-1

Son yıllarda batının teknoloji sahasında sergilediği ilerlemelerle gözleri kamaşıp kendilerini kaybedenler, batı dünyasındaki bu tahavvül ve gözalıcı ilerlemelerde müslümanların ilmî araştırma ve kültürel birikimlerinin ne kadar etkili olduğunu ya unutmuş ya da görmezden gelmişlerdir

İslamın insanlığa hediye ettiği bu enerji ve aksiyon öylesine güçlü ve yapıcıydı ki çok kısa bir süre zarfında dünyanın en geri kalmış toplumunu, en ileri  ve en güçlü topluma dönüştürdü ve bu dalganın etkileri asırlar boyunca insanlığa ışık tutup ona yepyeni bir canlılık ve hareket kazandırdı.

İslamın en büyük mucizesi, cehalet ve doğmalarla dolu bir ortama inmesi ve toplumu "hiçbir doğal etkenin zorlayıcılığına teslim olmayan ve yaşam şartlarını kendi elleriyle kurup yarınını bizzat kendisi belirleyen ileri bir toplum"a dönüştürmesidir. Bu zaman diliminde sözkonusu toplumun günlük yaşamının bütün boyutları ıslah olmuş, tarihin en büyük hareketi gerçekleşmiş ve maddi veya çevre şartlarının hiçbir zorlayıcı etkisi olmaksızın insanoğlu utanç verici aşağılık bağlar ve iğrenç eğilimlerden kurtulabilmiştir. Evet, o ortamda insanları öylesine bir kurtuluşa erdiren ve hayatın bütün boyutlarını ıslah edip düzene koyan tek unsur islamdı ve ondan başka hiçbir faktör yoktu orada...

İslam dini insanların günlük yaşamına ayak bastığı günden beri herşeyi değiştirdi; duygu ve idraklerde tahavvül yarattı, düşünce ve fikirlerde köklü değişimlere neden oldu, birey ve toplum yaşamının bütün boyutlarında en olumlu ve en köklü değişimlere imza attı.

Yüce İslam dini, doğuşunun 2. yüzyılında çok süratli, ama sessiz , gürültüsüz ve doğal bir şekilde ilerledi. Akdeniz sahillerinden Afrika'da Büyük Sahra'ya ve Atlas Okyanusu kıyılarından Çin Seddine kadar yayıldı o günün dünyasındaki en güçlü ve en büyük iktidarlara kadar uzandı; islam askerleri kuzeyde Endülüs'ün fethiyle Pirene Dağlarına ulaşmış ve Fransa'nın sınır şehirleriyle komşu olmuştu. Bir diğer kolda doğuda ilerliyor ve Sind'le Pencab'ı fethettikten sonra Çin duvarına doğru yürüyordu..

İnsanî prensiplere titizlikle uyulmak kaydıyla elde edilen bu muazzam fetihler tarih boyunca insanlığın şahid olduğu bütün hareket ve fetihlerden farklı ve gözalıcıydı. İslam ümmetinin sergilediği fevkalade medeniyet ve çarpıcı ilerlemeler elbette ki Arabistan Yarımadasıyla sınırlı kalmamış ve müslümanlar ayak bastıkları  bütün beldelere yüce islamın kalplere umut ve zindelik aşılayan ulvî mesajını, hayat dolu adalet ve kardeşlik ilkesini armağan götürmüşlerdir.

İslam, o günün vahşi ve insanlıkdışı iktidarlarını alaşağı ettikten sonra adalet sancağı altında kurduğu islam devlet nizamında, mağlup milletleri hakikatin nuruyla tanıştırmaya ve onları şefkatle kucaklamaya başladı; dirayet ve basiretle hareket ederek ince yöntemlerle insanların kalplerini islamın yüce hakikatleriyle tanıştırdı, aydın bir mantık ve köklü inanç sistemiyle, fethettiği beldelerde halkın dini inançlarını derinden etkiledi ve bu beldelerde silinmesi imkansız çok derin ve olumlu izler bıraktı. Bu tesir o kadar güçlüydü ki diğer dinler ve inançlar kısa bir süre sonra siperlerini terkedip islam karşısında geri adım atmak zorunda kaldılar. Arabistan'da putperestler, İran'da zerdüştiler, Mısır ve Şam illerinde hırıstiyanlar hiçbir zorlama olmadan islam dinini kabul edip bu ulvî dine dört elle sarıldılar.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile