Cu03292024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Back Ana Sayfa Ehlibeyt (a.s) İmam Rıza (a.s.) Hakkında Rivayetler

Ehlibeyt (a.s)

İmam Rıza (a.s.) Hakkında Rivayetler

Bunları rivayet eden şöyle diyor: İmam Rıza (a.s) bunları duyunca yerinden kalktı ve şöyle buyurdu: Hazreti Yusuf (a.s.) Allah'ın peygamberi idi ancak altın işlemeli cübbesi vardı, Firavunların tahtına otururdu, hüküm verip yargılardı.

Size yazıklar olsun! Halk imamdan adalet, doğru söz demek, yargılarında adaletli davranmak, vaat ederse sözünü tutmak istiyorlar ve Allah teala hiç bir zaman onlara bir yemeği yada elbiseyi onlara haram etmemiştir. Sonra bu ayeti okudu: ‘قُلْ مَنْ حَرّمَ زينَةَ اللّهِ الّتي أَخْرَجَ لِعِبادِهِ وَ الطّيِّباتِ مِنَ الرِّزْقِ’ (1) ‘söyle, Allah'ın bendeler için yarattığı süsleri ve temiz rızkı kim haram etmiştir.’ (2)

Hazreti Ali (a.s.)'ın faziletlerinin nedenlerini söylemek:

İmam Rızanın (a.s.) bu konuda dayandığı ayetlerden biri Mubahele ayetidir. Me’munun o hazretle Hz. Alinin (a.s.) en büyük fazileti hakkında konuştuğu sırada İmam Rıza (a.s.) bu ayeti neden olarak zikretti.

Uyun-u Ahbar er-Rıza kitabında Saduk şöyle yazmıştır: bir Me’mun İmam Rıza (a.s.)ya dedi: Hz. Alinin (a.s.) Kuranın da işaret ettiği en büyük fazileti bana söyle. İmam Rıza (a.s.) şöyle buyurdu: kastettiğin ayet, Mubahele ayetidir. Allah telal buyurdu: ‘فَمَنْ حَاجّکَ فيهِ مِنْ بَعْدِ ما جاءَکَ مِنَ الْعِلْمِ’ ‘sana o konuda ilim geldikten sonra her kes seninle tartışırsa ...’ (3) ona göre, Allah'ın Resulü (s.a.a.) İmam Hasan (a.s.) ve İmam Hüseyni (s.a.a.) çocukları olarak ve Hz. Fiatimeyi (a.s.) o ayetin söylediği kadınlardan olduğu için seçti ve aynı halde Hz. Aliyi (a.s.) bu ayetin söylediği Allah'ın Resulünün (s.a.a.) ‘nefsi’ sayıldığına göre mubaheleye davet etti.

Buna göre, bellidir ki, Allah'ın kullarının arasında hiç biri onun Resulünden (s.a.a.) yüksek ve üstün değillerdi ve ayetin sçylediğine göre Resulüllahın (s.a.a.) nefsi sayılan Hz. Aliden (a.s.) daha üstün biri yoktu.

Me’mun dedi: bu söz İmam Hasan (a.s.), İmam Hüseyin (a.s.) ve Hz. Fatime (a.s.) hakkında doğrudur ancak Hz. Ali (a.s.) hakkında doğru değildir çünkü Allah'ın Resulü (s.a.a.) kendisini söylemiş olabilir ve ne başkasını buna göre bu ayet Hz. Ali (a.s.) hakkında bir fazileti göstermez.

İmam Rıza (a.s.) cevabında dedi: senin sözün doğru değildir çünkü davet eden her zaman kendini değil, kendisinden başkasını davet eder; nitekim emreden birisi her zaman kendine değil başkasına emr eder. Ona göre Hz. Muhammed (s.a.a.) bu ayeti buyurunca: ‘فَقُلْ تَعالَوْا نَدْعُ أَبْناءَنا وَ أَبْناءَکُمْ وَ نِساءَنا وَ نِساءَکُمْ وَ أَنْفُسَنا’ ‘söyle gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı ve ‘nefslerimizi’ davet edelim’ kendimizi davet edelim anlamına gelmiyor. Allah'ın Resulü (s.a.a.) Hz. Aliden (a.s.) başkasını Mubaheleye davet etmeyince Hz. Alinin (a.s.) Kuranın işaret ettiği ‘Peygamberin nefsi’ olduğu demektir.

Me’mun İmam Rızanın (a.s.) cevabına şaşırdı ve dedi: cevap gelince soru kendi önemini kaybeder. (4)

Notlar:

1.     A’raf suresi/ 32

2.     Keşf ul-Ğimme, cilt 2, s. 310

3.     Al-i İmran suresi/ 61

4.     El-Fusul ul-Muhtare, s. 38/ Bihar ul-Envar, cilt 49, s. 188

Çeviri:Ürün Özedönüş

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile