Prş04182024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Back Ana Sayfa İlahi Kelam Kur’an-ı Kerim Tezkiye-i Nefs Aracı: Namaz

Kur’an-ı Kerim

Tezkiye-i Nefs Aracı: Namaz

İnsan, çok yüce şefkatli yaratanı karşısında çok güçsüz bir varlık sayılıyor. Bu naçiz mahlûku eşsiz Allah'ın azameti ile bağdaştıran ise namaz ve duadır. Namaz, Can'ın Canan karşısındaki huşusunun göstergesidir. İnanın gönlünü kara bulutlar ve kederler kapladığında sadece aşk mihrabında kılınan namazın hoş kokusu insanı huzura kavuştururken Allah'ı hatırlatan güzel çiçekleri, gönül bahçesinde yeşertiyor. Namaz, İlahi rahmetin engin denizindeki insan niyazının coşkulu yansımasıdır. Yücelişin zorlu yolu ancak aşk ile çırpınan namazın kanatları ile uçarak katledilebilir. Neden namaz kılıyoruz, sorusu her kesin zihnini karıştırıyor olabilir. Maddi yaşamın günlük sorunları birçok zaman insanları sıkarken, hüzünlendiriyor. Bu durumlarda insan emin ve bir o kadar huzurlu bir ortam arzuluyor. Bu isteklere kavuşmak için her kes bir şeylere sığınıyor, bazıları okurken, bazıları müzik diniyor, diğerleri ise belki de yalnız kalarak sorunlarına çözüm arıyor. Fakat bunların etkisi daimi değildir. İslam yaşamın keşmekeşleri ve sorunlarından kurtulmak için her zaman akmakta olan duru bir çeşme insanlara sunuyor. Bu çeşmede gönüller ve ruhumuzu yıkayıp duruladığımız takdirde sonsuz güven ve paklığa ulaşırız. Bu ab-i hayat, namaz Allah ile irtibat kurmaktır. İngiliz araştırmacı Henry Lenk, 10 bini aşkın suçlu ve depresyon geçiren insan üzerine yaptığı araştırma sonucu şöyle diyor: Şimdi insanların yaşamındaki dini inançların etkisi ve önemini şimdi çok iyi anlıyorum. Yaptığım tüm deneyler ve tahlillerde önemli bir konuya ulaştım, o da dini inançlara bağlı olanlar veya sürekli ibadet mekânlarında bulunanların yüce bir kişiliğe sahip olmalarıdır. Amerika'da sinir hastalıkları uzman doktoru Edwin Fredrik Pawzer şöyle diyor:

Biz, dünyanın en tanınmış ve zeki doktorların tedavisinden aciz kaldıkları birçok vaka ile karşılaşıyoruz. Fakat söz konusu hastaların iyileşmesindeki en önemli etken, bir mucize yaratan onların Allah ile olan ilişkileri ve yaptıkları dualarıdır.

 Başka bir ifade ile namaz kılmak ve bunu günde birkaç kez tekrarlamak insanın ruhunu sakinleştiren ve huzura kavuşturan en etkili program olduğu özellikle namaz kılanlar için çok açık bir konudur. Aslında aklın insanın kişiliğini ortaya çıkardığı gibi namaz da insanın manevi ihtiyaçlarını karşılıyor. Bu yüzden İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav) namazı, göz bebeği olarak tanımlarken şöyle buyuruyor: Her şeyin bir çehresi var, dinin de çehresi namazdır. Bu çehrenin güzelliği ve cemalini korumaya çalışın. Hadislerde de anlatıldığı gibi namaz vakti yaklaştığında Resulullah (sav) şöyle buyuruyormuş: Ey Bilal, bizleri namazla huzura kavuştur. Ayrıca Nebiyi Ekremin hüzünlendiğinde namaz kılarak Allah'tan yardım dilediği de anlatılıyor. Namaz kılarak kalplerin güzelleştiği ve iyiliklere alıştığı bir ortama yaklaşılıyor. İnsanoğlu namaz kılarken mukaddes İlahi güce bağlanıyor, gönlü ve ruhu güzelliklere doğru olan bir hareketin başladığını hissediyor. Kuran Kerim namazın, insanları tüm kötü hareketlerden alıkoyduğu ve suç işleme ortamını azaldığını belirtiyor. Bu yüzden din bilimcileri namazı, nefsanî isteklerle mücadele için en sağlam dayanak, iradenin güçlendirilmesi için en muazzam birikim olarak belirtiyorlar. Aslında namaz, temizlik, abdest almak, eller ve yüzü yıkamak, dişleri fırçalamak ve temiz elbiseler giymek gibi güzel sıfatlarla insanda kök salıyor. Her ne kadar namazın sözleri ve hareketlerine dikkat edilirse, gönüllü şeffaflaştırma ve cilalanmasında bir o kadar daha etkili oluyor. İslam inkılâbı rehberi Ayetullah Seyyid Ali Hamenei halk ve yetkililerin dikkatini namazın önemine çekerek şöyle buyuruyor: Bu yüce görevde kendimizi hesaba çekmeli ve denemeliyiz. Bir bahçıvanın başarısını sınamak, yetiştirdiği meyvelerin kalitesine bağlıdır. İnsanı yetiştiren bu fariza çağlayan bir çeşme gibi herkesin yaşam ve gönlünü umudun taze çiçekleri ile süslediği zaman olumlu sonuçlar elde edilir. Tabi ki namaz kılmak, mekânın gasp yolundan kazanılmaması, namaz kılanın temiz elbise giymesi ve başkalarının haklarına riayet edilmesi gibi diğer birçok şarta bağlıdır. Bu şartların her biri de insanı diğerlerin haremine tacizde bulunmasını engelliyor. Bu konu namazın sosyal ilişkilerin iyileşmesinde, ayrıca yaşamın her boyutunda adalete dikkat edilmesindeki etkisi gözler önüne seriyor.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile