Ehlibeyt (a.s)
İmam Ali ve Ailesi
- Ayrıntılar
- Gösterim: 3322
İki şefkatli eş olan Hz. Ali (a.s) ile Hz. Fatıma (a.s) evin işlerini kendi aralarında taksim ettiler. Hz. Fatıma (a.s) evin içindeki yani hamur yapmak, ekmek pişirmek, evi süpürmek gibi işleri yapmayı üstlendi. Hz. Ali (a.s) da odun getirmek ve yiyecek temin etmek gibi evin dışındaki işleri üstlendi.
Bir gün Hz. Ali (a.s) Hz. Fatıma (a.s)’a şöyle buyurdu:
“Ya Fatıma! Evde yiyecek bir şey var mı?”
Hz. Fatıma (a.s): “Hayır! Allah’a andolsun ki, üç gündür çocuklarım Hasan, Hüseyin açtırlar ve kendim de bir şey yemedim.”
Hz. Ali (a.s): “Neden bana söylemedin?”
Hz. Fatıma (a.s): “Babam Resulullah (s.a.a), sizden bir şey istememi nehyetmiştir ve buyurmuştur ki:
Hz. Ali (a.s) (bu sözleri duyduktan sonra) evden dışarı çıktı ve yolda birisiyle karşılaştı. Ailesine yiyecek temin etmek için o adamdan bir dinar borç aldı. Bu esnada o sıcak havada Mikdad b. Esved’i çok perişan ve üzgün bir halde gördü. Bunun üzerine ona: “Ne olmuş? Neden bu sızak vakitte evden dışarı çıkmışsın?” diye sordu.
Mikdad: “Açlık beni evden dışarı çıkarmıştır; çocuklarımın ağlama seslerini duymaya tahammül edemedim” dedi.
İmam (a.s): “Ben de bunun için evden dışarı çıktım. Ben bu dinarı az önce borç aldım, onu sana veriyorum ve seni kendime tercih ediyorum” buyurdu.
Sonra parayı Mikdad’a verdi, kendisi ise eli boş eve geri döndü. Eve girdiğinde Resulullah (s.a.a)’in evde oturduğunu, Fatıma (a.s)’ın da namaz kılmakla meşgul olduğunu ve aralarında ise üstü kapalı bir şeyin bulunduğunu gördü. Fatıma (a.s) namazını bitirdiğinde, yanlarında bulunan şeyin üzerinden örtüyü kaldırınca, içerisi et ve ekmekle dolu bir kase olduğunu gördüler.
Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu: “Fatımacığım! Bu yemek sizin için nereden gelmiştir?”
Fatıma (a.s) cevaben:
Bu esnada Hz. Peygamber (s.a.a) Hz. Ali’ye bakarak şöyle buyurdu: “Senin ve Fatıma’nın öyküsü gibi olan bir kimsenin öyküsünü beyan edeyim mi?”
Hz. Ali (a.s): “Evet” dedi.
Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdu:
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Onlar (İmam Ali ve ailesi) o kaptan bir ay boyunca yemek yediler. Bu kap, Kâim’in (Hz. Mehdi’nin), içerisinde yemek yiyeceği kabın aynısıdır; bu kap şimdi bizim yanımızdadır.
Bihar, c. 14, s. 198; c. 43, s. 31