Sal03192024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Back Ana Sayfa Ehlibeyt (a.s) İmam Zaman (a.c.f) Hz. Mehdi (a.s)’dan Nakledilen Dua

Ehlibeyt (a.s)

Hz. Mehdi (a.s)’dan Nakledilen Dua

Merhum Şeyh Saduk, Hz. Mehdi aleyhi’s-selâm’ın Gaybet-i Suğra dönemindeki özel naiblerinden şu duayı İmam Mehdi’den nakletmektedir:

“Allah’ım, kendini bana tanıt, eğer kendini bana tanıtmazsan resulünü tanıyamam; Allah’ım resulünü bana tanıt, eğer resulünü bana tanıtmazsan hüccetini tanıyamam; Allah’ım hüccetini bana tanıt, eğer hüccetini tanıtmazsan dinimden saparım; Allah’ım cahiliye ölümüyle beni öldürme; ve hidayet ettikten sonra kalbimi kaydırma.

Allah’ım, beni hidayet etmenle Peygamberden sonra itaat etmeyi bana kıldığın farzı kabul ettim. Böylece emir sahibi olan Emir-ul Müminin Ali’nin, Hasan ve Hüseyn’in, Ali ve Muhammed’in, Cafer ve Musa’nın Ali ve Muhammed’in, Ali ve Hasan’ın ve Hüccet’ul Kaim’il Mehdi’ nin -senin selamın onların hepsine olsun- velayetlerine boyun eğdim ve onlara uydum.

Allah’ım, öyleyse beni dininde sabit kıl, itaatinde gayretlendir, kalbimi veliyy-i emrine karşı yumuşak kıl, yaratıklarını sınadığın şeylerden beni muaf et, halktan gizlediğin ve senin izninle onlardan gayıb olan ve (zuhur etmek için) emrini bekleyen veliyy-i emrine itaat etmekte beni sabit kıl. Allah’ım, velinin işini aşikâr etmek ve gaybet perdesinden çıkarak kıyam etmesi için izin vereceğin uygun zamanı sen (daha) iyi bilirsin. Öyleyse bu gaybete karşı beni sabırlı kıl, ki ertelediğin şeyin çabuk olması ve çabuklaştırdığın şeyin ertelenmesini istemiyeyim, örttüğün şeyin perdesini kaldırmayayım, sakladığın şeyi araştırmayayım, tedbir ve kararın hususunda seninle münazaa etmeyeyim, “Niçin, nasıl ve neden dolayı veliyy-i emrin zuhur etmiyor, oysa ki yeryüzü zulümle dolmuştur?” demeyeyim ve bütün işlerimi sana bırakayım.

Allah’ım, ben velliyy-i emrini açıkça ve emrini uyguladığı halde bana göstermeni istiyorum. Şunu da biliyorum ki, güç, kudret, burhan, hüccet (delil), meşiyyet ve irade senin elindedir. Öyleyse veliyy-i emrini, açıkça konuşabildiği, nişanelerinin belirginleştiği, sapıklığı yok edip hidayete sevkettiği ve cehaletten kurtardığı halde onu görebilmeyi bana ve bütün müminlere nasib eyle.

Ey Rabbim, onun açıkça görülmesini muyesser eyle; onu görmekle bizi, gözleri aydınlanan kimselerden kıl, bizi onun hizmetinde bulundur; onun yolu üzere öldür, onun grubunda haşret.

Allah’ım onu, bütün yaratıklarının şerrinden koru; onu kendi korumanla, önünden, arkasından, sağından, solundan, yukarısından ve aşağısından koru; öyle korumakla koru ki, artık onunla koruduğun kimse yok olmaz; bu yolla da Resulünü ve resulünün vasisinin yolunu sağlamlaştır.

Allah’ım, onun ömrünü uzat, ömür süresini artır, veli ve önder kıldığın şeyde ona yardımda bulun, ona ikramını çoğalt. Çünkü o doğru yol bulmuş hidayetçi, hidayet olmuş kıyam edici, pâk, muttaki, tertemiz, (Rabbinin verdiğine) razı ve hoşnut, sabreden, çaba gösteren ve çok şükredendir.

Allah’ım, gaybet zamanının uzaması ve haberinin bizden kesilmesinden dolayı yakini bizden alma; onu anmayı, onu beklemeyi, ona iman etmeyi, zuhur edeceğine yakini olmayı, ona dua etmeyi, ona salat göndermeyi bize unutturma; gaybetinin uzamasıyla, zuhur ve kıyamından bizi umutsuz etme; onun hakkındaki yakinimizi, Resulünün kıyamına ve indirdiğin ayetlere olan inancımız gibi sağlam kıl. Kalplerimizi ona iman etmede güçlü kıl; bizi onun eliyle hidayet et, büyük ve doğru yola götür. Bizi ona itaat etmekte güçlü ve ona uymakta sebatlı kıl. Yine bizi onun hizbinde, ona yardım edenler ve onun işine razı olanlar arasında kıl.

                    

Hz. Mehdi (a.s)’dan Nakledilen  Dua

Bu inancı hayatta ve ölüm anında bizden alma; bu inançta şüphe etmediğimiz, ahdi bozmadığımız, şüpheye kapılmadığımız ve onu yalanlamadığımız halde canımızı al.

Allah’ım, onun ferecini yakınlaştır, yardımınla onu te’yit et; ona yar-dım edenlere yardımda bulun, yardım etmeyerek onu yalnız bırakanları yalnız bırak; onunla düşmanlık yapan ve onu tekzip edenlere gazap et; onunla hakkı aşikar kıl; onunla zulmü yok et; onun vesilesiyle mümin kullarını zilletten kurtar; beldeleri ihya et, azgınları öldür, dalalet başlarını kır, zalim ve kafirleri zelil et, münafıkları, ahdi bozanları ve yeryüzünün doğusunda ve batısında, denizinde ve karasında, dağında ve ova-sında olan bütün mülhitleri (kafirleri) yok et; ta ki, onlardan hiç kimse ve hiç bir eser baki kalmasın. Beldelerini onlardan temizle ve kullarının gönüllerine, onların yok olmasıyla şifa ver.

Onun vesileyle dininden mahvolanı yenile, hükmünden ve dininden değişeni ıslah et; ta ki, onun vesilesi ve onun eliyle dinin yepyeni olsun; onda hiç bir eğrilik ve bid’at kalmasın; öyle ki, onun uyguladığı adalet ile kafirlerin ateşlerini söndüresin. Şüphesiz o, kendin için halis kıldığın (seçtiğin), dininin yardımı için razı olduğun, ilminle seçtiğin, günahlardan koruduğun, eksikliklerden münezzeh ettiğin, gizlilere vakıf kıldığın, kendisine nimet verdiğin ve pisliklerden arıttığın kulundur.

Allah’ım, öyleyse ona, onun tertemiz olan babalarına ve seçkin şiilerine salat gönder, onları en üstün arzularına ulaştır ve bu duayı bizden, her çeşit şüphe, riya ve şöhretten halis kıl; ta ki, bu duâ vasıtasıyla senden başkasını kastetmeyelim ve senin rızandan başkasını istemeyelim.

Ey Allah; Peygamberimizi yitirmiş olmamızı, velimizin (önderimizin) gaybetini, zamanın bize olan zorluğunu, fitnelerin üzerimize çökmesini, düşmanların bize karşı birbirlerine destek olmalarını, onların çok bizim ise sayımızın az olmasını sana şikayet ediyoruz. Allah’ım, öyleyse onu, acil bir zafer, senden taraf güçlü bir yardım ve adaletçi bir İmamın zuhuruyla gider; ey alemlerin Rabbi olan hakkın ilahı!

Allah’ım, adaletini kullarının arasında aşikar etmede ve beldelerindeki düşmanlarını öldürmede kendi veline izin vermeni istiyoruz; ta ki, zulüm için, kırmadığın hiçbir temel, yok etmediğin hiçbir yapı, zayıflatmadığın hiçbir güç, yıkmadığın hiçbir direk (destek), köreltmediğin hiçbir kılıç ve silah, devirmediğin hiçbir bayrak, öldürmediğin hiç bir kahraman, hor ve hakir etmediğin hiçbir ordu bırakmayasın.

Ey Rabbim, onları parçalayıcı taşınla taşla, keskin kılıcınla onları vur, suçlulardan geri dönmeyecek gazabınla onları cezalandır, kendi düşmanlarını, dinin düşmanlarını ve Resulünün düşmanlarını, velinin ve mümin kullarının eliyle cezalandır.

Ey Allah; velini, yeryüzündeki hüccetini, düşmanlarının korkusundan emanda kıl; ona mani olana mani ol; ona hile yapana hile yap; ona kötü kasıtta bulunanı bedbahtlığa düşür; fesatlarının kökünü ondan kes; onun vesilesiyle düşmanların kalplerini korkut, ayaklarını sars, açıkça ve aniden onları azabına düçar et. Azabını onlara şiddetlendir, kullarının arasında onları zillete düşür, beldelerinde onlara lanet et, cehennemin en aşağı tabakasında onlara yer ver, en şiddetli azabını onlara indir, onları ateşe at, ölülerinin kabirlerini ateşle doldur, onları yakıcı ateşine vasıl et; çünkü onlar namazı zayi ettiler, heva ve heveslerine uydular, seçkin kullarını hor ve hakir ettiler.

Allah’ım, velin vesilesiyle Kur’an’ı ihya et, karanlığı olmayan ebedi nurunu bize göster, onun vesilesiyle ölü kalpleri dirilt, yanan göğüslere şifa ver, dağınık fikirleri hak üzere topla, tatil olan hadleri (şer’i tazirleri) ve terk edilmiş hükümleri ikame et; ta ki, zahir olmamış hiç bir hak ve parlamamış hiç bir adalet baki kalmasın.

Allah’ım bizi, onun yâranlarından, onun hükümetini takviye eden, onun emrini yerine getiren, onun işine razı olan, onun verdiği hükümlere teslim olan ve yaratıklarından (korkarak) takiyyeye ihtiyaç duymayanlardan kıl.

Ey Rabbim, kötülükleri gideren, çağırdığında çaresiz kalana icabet eden, büyük sıkıntılardan kurtaran sensin. Öyleyse her çeşit zararı velinden uzaklaştır, vaadettiğin gibi onu yeryüzünde halifen kıl.

Allah’ım, bizi, Al-i Muhammed’in düşmanlarından kılma, Al-i Muhammed’e kin besleyenlerden de kılma; ben bundan sana sığınıyorum; öyleyse beni koru; sana sığınıyorum, öyleyse bana sığınak ver.

Ey Rabbim; Muhammed ve Al-i Muhammed’e salat gönder; beni onların makamı hürmetine dünya ve ahirette kendi katında kurtuluşa eren ve mukarreblerden kıl.”

 

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile