Cu03292024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

8/05/2017
  “Kur’an” ve “Ehlibeyt”in ağır emanet tabir edildiği ...
8/05/2017
On dört asırdan günümüze kadar dünya binlerce renk almış, ...
7/05/2017
  Ehlisünnet’ in rivayet kaynaklarında Hz. Zehra’nın (s.a) ...
7/05/2017
1- Namazlarda Yûsuf, Duhân, Ahkaf ve Asr Surelerini Okumak Rivayet ...
5/05/2017
  Ehlisünnetin dört mezhebi içinde ilk ortaya çıkan mezhep ...
5/05/2017
Biz inanıyoruz ki: Peygamberler, masum imamlar ve Allah'ın has velileri, kıyamet ...
4/05/2017
Ehlisünnet Rivayetlerinde Sakaleyn  Hadisi “Sakaleyn Hadisi” ...
1/05/2017
  Allah Resulünün (s.a.a) vefat günü veya bir sonraki gün. ...
24/04/2017
Hakikat Yolu Budur: Bağdat Âlimleri Konferansı’nın Tercümesi Mukatil b. ...

Emirü’lMüminin Hz. Ali (a.s)

Gadir Hum Bayramının Önemi

Gadir Hum Bayramının Önemi

Soru: Muhterem hocam, eğer mümkünse gadir bayramı ile ilgili hadisler yazmanızı istiyorum. Sitenize başarılar dilerim. Vessalat-u Vesselam-u...

Readmore

Loading...

Hz. Fatımat’üzZehra (s.a)

Cennet Hanımlarının Efendisi ve Cahiliyet Ölümü?!!

Cennet Hanımlarının Efendisi ve Cahiliyet Ölümü?!!


  Ehlisünnet’ in rivayet kaynaklarında Hz. Zehra’nın (s.a) cennetlik olduğuna, hatta daha ötesi kadınların tamamından ü...

Readmore

Loading...

İmam Zaman (a.c.f)

Zuhuru Beklemenin Gerçeği-1

Zuhuru Beklemenin Gerçeği-1

  İmam-ı Asr’ın (a.f) mübarek vücudunun gaybetten kurtuluşu, Ehl-i beyt (a.s) mektebi mensuplarının en büyük arzularından biridir. Çünkü bu, İslam top...

Readmore

Loading...

İlahi Kelam

ASRIMIZ AYNASINDA NEHC’UL BELAĞA

ASRIMIZ AYNASINDA NEHC’UL BELAĞA

 

On dört asırdan günümüze kadar dünya binlerce renk almış, kültürler değişmiş, gelişmiş, zevkler bambaşka olmu...

Readmore

Loading...

Makaleler

Ağlama ve Yas Tutma

Ağlama ve Yas Tutma

Soru: Bir Müslüman, dinin esaslarını kabul edip dini emirleri yerine getirirse kurtuluş ehlidir; öyleyse ağlamanın ona ne faydası vardı...

Readmore

Loading...
Back Ana Sayfa Kanıtlar Sakife’nin Uğursuz Toplantısında Neler Oldu?

Sakife’nin Uğursuz Toplantısında Neler Oldu?


  Allah Resulünün (s.a.a) vefat günü veya bir sonraki gün. Musibet ve bela Peygamberin (s.a.a) evinin her yerinden adeta yağmaktadır. Babasından ayrılmanın etkisiyle Fatıma’nın (s.a) gözyaşları durmaksızın mübarek yanaklarından akıyor. Dünyayı gözyaşı seli alıp götürse yeridir. Tarihin en büyük hadisesi vuku bulmuş ve Allah’ın var ettiği varlıkların en iyisi ve en hayırlısı dünyaya gözlerini kapatmıştır.
  Şimdi Peygamberin (s.a.a) vefatının hemen ardından neler olduğuna bakalım. Emirü’l Müminin, Peygamberin (s.a.a) mübarek ve mutahhar bedeninin yıkanması ve kefenlenmesiyle meşgul. Ebubekir de Peygamberin (s.a.a) evinde. Müslümanlardan bir grup Peygamberin (s.a.a) evinde toplanmış. Ömer başkalarının haberi olmadan gizlice Ebubekir’e çağırıp onu Sakifeye götürüyor. Sakife İslam’ın başına gelen uğursuzluk ve musibetlerin başladığı yer. Daha bir delilli konuşmak istersek Ehlisünnetin en büyük tarihçisi Taberi’nin kitabının sayfalarını karıştırıp tarihe bakalım. Taberi tarih kitabının ikinci cildinin 456. Sayfasında olayı şöyle naklediyor:

                                                                                                                                        ●●●
  Ensar’ın Sakife’de toplandığı haberi Ömer’in kulağına geldi ve Peygamberin (s.a.a) evine gitti. Ebubekir Peygamberin (s.a.a) evindeydi. Ali (a.s) Peygamberin (s.a.a) mübarek bedeninin yıkanıp kefenlenmesiyle meşguldü. Ömer, Ebubekir’in dışarı gelmesi için birisini gönderdi. Ebubekir şöyle dedi: Git ve meşgul olduğumu ve gelemeyeceğimi söyle. Ömer Sakife’de hadisenin olduğu ve kesinlikle görüşmesi gerektiği mesajını ulaştırdı. Ebubekir evden dışarı çıktı. Ömer Ebubekir’e şöyle dedi: Ensar’ın Sakife’de toplandığını bilmiyor musun?
  Kedi fare oyunu ne içindi? Niçin başkalarının olaydan haberdar olmaması gerekiyordu? Niçin Ali’ye (a.s) hiçbir şey söylenmiyordu? Niçin Abbas b. Abdulmuttalib’in olayı anlamaması gerekiyordu? Peygamberin (s.a.a) Ali’ye (a.s) bunca tavsiye ve vasiyetinin olmadığını farz ediniz. Her kesin iki ay öncesine dayanan Gadir hadisesini unuttuğunu farz ediniz. Peygamberin (s.a.a) mübarek bedeninin gusülsüz ve kefensiz terk edildiğini ve hatta birilerinin Fatıma’ya (s.a) baş sağlığı dilemesinin bile öneminin olmadığını farz ediniz. Yine de Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’iyle meşveret edilmesi gerekmez miydi? Peygamberin (s.a.a) Ehlibeyt’i bu kadar yabancı mıydı? Ömer Sakife hadisesinden vaz geçmiyor ve işlerini sürekli sinir ve asabiyetle sürdürüyor. Sakife’de de tehdit savurmaktan geri kalmıyor. Hubab b. Münzir Ömer ve Ömer taraftarlarını işret ederek Ensar’a şöyle diyor: Bunlar dinin karşısında boyun eğmeyen ve kılıçların korkusundan teslim olan kimselerdir. (Kamil fi’t Tarih, İbn-i Esir, c. 2, s. 3; Tarhi Taberi, c. 2, s. 443)
  Ömer ve Hubab b. Münzir arasında tartışmalar başlıyor. Ömer bağırarak: Allah seni kahretsin. Hubab b. Münzir cevap veriyor: Allah seni kahretsin. Ömer Hubab b. Münzir’i tutup karnına tekme savuruyor ve ağzını kanla dolduruyor. (Es-Sakife, c. 6, s. 459)

                                                                                                                                      ●●●
  Ne kadar ilginç değil mi? Sizler Ömer’in bu tavrını nasıl yorumluyorsunuz? Allah Teala’nın Müminleri Kur’an’ı Kerim’de nasıl yad ettiğini işittiniz mi? “Onlar kafirlere karşı şiddetli ve kendi aralarında merhametlidirler.” Tarihin tanıklığı esasınca Ömer sürekli savaş meydanlarından kaçan ve savaşlarda kendi amcası dışında kimseyi öldürmeyen birisidir ki bunun da ilginç bir kıssası vardır. Ömer Müslüman kardeşine böyle davranan birisidir!
Taberi anlatmaya devam ediyor: Ömer, Hubab b. Münzir’e saldırdı ve eline bir darbe indirerek Huban b. Münzir’in kılıcını düşürdü. Ömer, Hubab’ın kılıcını eline aldı ve o anda oturan Sa’d b. Ubade’ye yönelerek Ebubekir’e biat etmek için elini uzattı ve diğerleri de böyle yaptılar! (Tarih-i Taberi, c. 2, s. 459).
  Ne kadar da ilginç bir biat değil mi? Kıssanın devamını dinleyiniz: Ömer kendi taraftarlarıyla birlikte Ebubekir’e biat ederken Ensar şöyle diyordu: Biz Ali (a.s) dışında kimseye biat etmeyeceğiz. (Tarih-i Taberi, c. 2, s. 443)
  O esnada Hazreç kabilesinden Beşir b. Sa’d Amcasının oğluna (Sa’d b. Ubade) muhalefet ederek Ebubekir’e biat için ayağa kalktı. Bunun üzerine Hubab b. Münzir feryat etti: Niçin böyle yapıyorsun? Amcaoğluna hükümet etmek mi istiyorsun?
  Evs kabilesi Beşir b. Sa’d’ın biat ettiğini görünce birbirlerine şöyle dediler: Eğer Hazreç kabilesi bu biat vesilesiyle size galebe ederse artık hükümetten nasiplenmenize izin vermezler. Dolayısıyla onlarda kalkıp Ebubekir’e biat ettiler. (Tarih-i Taberi, c. 2, s. 485)
Ehlisünnet’in iddia ettiği ümmetin icmasının nasıl gerçekleştiğine bakınız! Evs ve Hazreç kabilesinin tarihi kavgası!

                                                                                                                                     ●●●
  Sa’d b. Ubade’nin etrafındaki bir gurup şöyle feryat etti: Dikkat edin Sa’d’ı ayakları altına almasınlar. Ömer bağırarak: Sa’d’ı öldürün! Allah Sa’d’ı kahretsin! Derken Ömer Sa’d’ın yanına gelerek şöyle dedi: Seni öyle linç etmek istiyorum ki bedeninin uzuvları birbirine karışsın! (Tarihi Taberi, c. 2, s. 457)
  Sonuç itibariyle Sa’d b. Ubade’de Ebubekir’e biat etmek zorunda kaldı. İnanmıyor musunuz? Belazuri ve İbn-i Abdirrabbih Ehlisünnet büyüklerinden şöyle naklediyor:
  Ömer Şam’a gidip nasıl olursa olsun Sa’d b. Ubade’den biat alması için birisini görevlendirdi ve biat etmezse Allah’tan yardım iste dedi. Görevlendirilen şahıs Şam’a hareket etti ve Sa’dı bir bahçede görünce onu biate davet etti. Sa’d kesinlikle Kureyş’ten birisine biat etmeyeceğini söyledi. Görevli biat etmemesi durumunda öldüreceğini söyledi. Sa’d şöyle dedi: Beni öldürsen bile biat etmeyeceğim. Görevli şöyle dedi: Sen ümmetin ittifakının dışında mısın? Sa’d şöyle cevap verdi: Biati kastediyorsan, evet ümmetin ittifakının dışındayım. Derken görevli kılıcını çekip Sa’d’ı öldürdü. (El-Ukdetü’l Ferid, İbn-i Abdirrabbih, c. 5, s. 14; Ensabu’l Eşraf, Belazuri, c. 1, s. 558)
  Ehlisünnet’in inandığı şuranın anlamı bu mu? Tehdit ve sindirmek şuranın bir parçası mıdır? Ebubekir’i halk mı seçti yoksa onu halk için mi seçtiler? Konumuzun burasında biat almak için nasıl Emirü’l Müminin’in (a.s) evine saldırdıklarını da söyleyeceğiz. Halifenin seçiminde demokrasinin en mükemmel şekli gerçekleşmiş!! Üstelik nerede? Sakife-i Beni Sa’ide’de ve Medine’nin dışındaki bir noktada. Şimdiye kadar Ehlisünnet şu soruyu kendilerine sordu mu: Ömer kanuni bir iş yapmak istediyse niçin Mescid-i Nebi’yi seçmedi? Mescid-i Nebi Müslümanların sürekli karar aldığı asli mekân değil miydi?

                                                                                                                                    ●●●
  Sonuç itibariyle henüz Peygamberin (s.a.a) mutahhar bedeni defnedilmemişken imkânların elverdiği her şekilde Ebubekir için halktan biat alındı. Ehlisünnet tarihçisi Zübeyr b. Bekkar şunları yazıyor:
  Ebubekir’e biat gerçekleştiği için büyük bir sevinç içinde onu Mescid-i Nebi’ye götürdüler. (Zübeyr b. Bekkar, Ebi’l Hadid’ten nakil)
Henüz Peygamberin (s.a.a) guslü kurumamışken sevinç ve feryatları yükselen kimselere yazıklar olsun. Keşke taassup Ehlisünnet’in hakikati görecek gözlerini bu derece kapatmasaydı da tarihi olayları herkesin bileceği şekilde olması gerektiği gibi yazsalardı ve keza herkes Allah Resulünden (s.a.a) sonra onun Ehlibeyt’ine (a.s) neler yapıldığını bilseydi, ancak yazıklar olsun… Ne var ki bunca gizleyip saklamanın yanında zikrettiğimiz bu kesitleri bazı Ehlisünnet tarihçileri nakletmiştir. Günümüzde Ehlisünnet büyükleri tarihi bu kesitleri ve bu türden gelen rivayetleri ya tamamen tahrif edilmiş olarak bilirler veya bunları nakleden tarihçileri Şia olmakla suçlarlar!
  Ey Rabbim! Gönüllerimizi hakikatin karşısında itaatkâr kıl ve bizi hakikatin mukabilinde düşmanlık yapanlardan eyleme. Âmin.

http://www.sibtayn.com/tr

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile