Cu03292024

Son güncellemeSal, 29 Ara 2020 6pm

Ehlibeyt (a.s)

İmâm Ali"nin (as) İmâmeti-1

1- İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s) babaları kanalıyla Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğu nakledilmiştir:

"Ben (Mirac gecesinde) göğe çıkarıldığımda, Rabb'im Ali hakkında bana üç kelimeyle açıklamada bulundu ve 'Ya Muhammed!' diye bana hitapta edince, ben 'Emrine amadeyim ey Rabb'im' dedim; bunun üzerine şöyle buyurdu: 'Ali, muttakilerin İmâmı, yüzü akların önderi ve müminlerin reisidir."[1]

2- Abdullah b. Mufazzal İmâm Cafer-i Sâdık'tan (a.s), o da babasından, o da babalarından Resulullah'ın (s.a.a) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

"Ben göğe götürüldüğüm gece, Rabb'im (celle cela-luhu) benimle konuşup şöyle buyurdu: 'Ey Muhammed!' Ben 'Emrine amadeyim ey Rabb'im' dediğimde, şöyle buyurdu: 'Ali senden sonra benim halk üzerindeki hüccetim ve bana itâat edenlerin imâmıdır; ona itâat eden bana itâat etmiştir ve kim ona karşı gelirse, bana karşı gelmiştir. Onu ümmetin için tayin et ki, senden sonra onunla hidâyet bulsunlar."[2]

3- Resulullah (s.a.a):

"Ben korkutucuyum, Ali ise hidâyet edendir. Ya Ali, seninle hidâyet arayanlar hidâyet bulacaklardır."[3]

4- Senetli bir şekilde İmâm Cafer-i Sâdık (a.s), babası İmâm Muhammed Bâkır'dan (a.s), o da İmâm Zeynü'l-Âbidîn'den (a.s), o da babası İmâm Hüseyin'den (a.s), o da Hz. Emirü'l-Müminin Ali'den (a.s) şöyle nakletmiştir:

"Resulullah (s.a.a) bana buyurdu ki: 'Ey Ali, sen mu'-minlerin emiri ve muttakilerin imâmısın. Ya Ali, sen vasîlerin efendisi, Peygamberlerin ilminin vârisi, sıddıkların en iyisi ve önde gidenlerin en üstünüsün.

Ya Ali, sen dünya kadınlarının efendisinin eşi ve gönderilmiş Resullerin en iyisinin halifesisin. Ya Ali, sen müminlerin mevlâsı ve benden sonra bütün insanların üzerindeki hüccetisin. Seni seven cenneti ve sana düşman olan (cehennem) ateşini hak etmiştir.

Ya Ali, beni nübüvvete seçen ve bütün yaratıklardan üstün kılan (Allah'a) andolsun ki, eğer bir kimse Allah-u Teâlâ'ya bin yıl ibâdet etse dahi, senin ve senin evladından olan imâmların velâyetini kabul ettiği takdirde ancak Allah ondan bu ibâdetini kabul eder; senin velâyetin ise ancak senin ve senin evladından olan imâmların düşmanlarından teberri edildiği takdirde kabul olur. Bunu Cebrâîl bana haber verdi; isteyen iman eder, istemeyen de kâfir olur!"[4]

5- İbn Abbâs, Resulullah'ın (s.a.a) Hz. Ali'ye (a.s) hitaben şöyle buyurduğunu nakletmiştir:

"Ya Ali, sen Müslümanların imâmı, Müminlerin Emi-ri, yüzü akların önderi ve benden sonra bütün halkın üzerindeki Allah'ın hüccetisin. Sen vasîlerin efendisi ve Peygamberlerin efendisinin vasîsisin.

Ya Ali, ben yedinci göğe, oradan da "Sidretü'l-Müntehâ"ya ve oradan da nur perdelerinin bulunduğu yere götürüldüğümde ve Rabb'im benimle münacat etme lütfunda bulunduğunda, bana şöyle buyurdu: 'Ya Muhammed!'

Ben 'Emrine amadeyim ey benim Rabb'im, sen bereketli ve yücesin!' dedim; devamen şöyle buyurdu: 'Hiç şüphesiz Ali, benim velilerimin imâmıdır ve bana itâat eden kimsenin nurudur. O, muttakilere elzem kılınan kelimedir; kim ona itâat ederse, bana itâat etmiş olur; kim ona karşı gelirse, bana karşı gelmiş sayılır; bunu ona müjde ver." Hadisi dinleyen Hz. Ali 'Ya Resulallah dedi, benim makamım orada zikredilecek kadar yücelmiş mi?!'

dediğinde, 'Evet ya Ali dedi, bunun için Rabb'ine şükret.' Bunun üzerine Hz. Ali (a.s), Allah'ın kendisine verdiği nimetlere şükür için secdeye kapandı. Ardından Allah Resulü şöyle buyurdu: 'Kaldır başını ya Ali, Allah seninle meleklerine iftihar etti."[5]


[1]- El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.385, Bihârü'l-Envâr, c.18, s.340, El-Gadîr, c.8, s.88 (az farkla).

[2]- İsbâtü'l-Hüdât, c.2, s.66, El-Emâlî (Şeyh Sadûk), s.387.

[3]- İhkâkü'l-Hak, c.4, s.301.

[4]- Kenzü'l-Fevâid, s.185.

[5]- Bihârü'l-Envâr, c.18, s.337.

Yorum ekle


Güvenlik kodu
Yenile