Makaleler
Cennet hakkında bilinmesi gereken her şey
- Ayrıntılar
- Gösterim: 3380
Kur’an:
“Rabbinizin mağfiretine ve takva sahipleri için hazırlanmış, eni gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun.” [1]
“Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, genişliği yerle göğün genişliği kadar olan cennete koşuşun.” [2]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bilin ki hiç şüphesiz ben talep edeni uyuyan cennet ve kaçanı uyuyan cehennem gibi bir şey görmedim.” [3]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:
İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmuştur: “Ey cenneti taleb eden uykun ne kadar uzun, bineğin ne kadar yavaş ve himmetin ne kadar gevşektir. Bu taleb eden ve talib edilen şey ne kadar ilginçtir. Ey cehennemden kaçan kimse! Bineğini cehenneme doğru ne kadar da hızlı sürüyorsun ve seni cehenneme düşüren şeyleri ne kadar da çabuk elde ediyorsun.” [5]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Cennete iştiyak duyan hayırlara koşsun.” [6]
İmam Zeyn’ul Abidin (a.s) şöyle buyurmuştur: “Bilin ki hiç şüphesiz cennete iştiyak duyan kimse iyiliklere koşsun, şehvetlerden uzak dursun. Ateşten korunan ise, günahlarından dolayı Allah’a hemen tevbe etsin ve haramlardan geri dursun.” [7]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet en üstün hedeftir.” [8]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet kurtuluş yurdudur.” [9]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet emniyet konağıdır.” [10]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet itaat edenin mükafatıdır.” [11]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennet öne geçenlerin hedefidir ve cehennem geride kalanların varacağı yerdir.” [12]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Dünya kötülerin yurdudur, cennet ise takva sahiplerinin evidir.” [13]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Sonrası cehennem olan hayır hayır değildir ve sonrası cennet olan kötülük kötülük değildir. Cennettin olmadığı her nimet küçüktür ve ateşin olmadığı her bela afiyettir.” [14]
Cennet Nimetlerinin Azameti
Kur’an:
“Yaptıklarına karşılık onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.” [15]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Allah-u Teala şöyle buyurmuştur: Salih olan kullarıma hiçbir gözün görmediği, hiç bir kulağın işitmediği ve hiç bir beşerin kalbinden geçmediği şeyler hazırladım.” [16]
Cennet Dışında Hiç Bir Şey Canlarınızın Kıymeti Olamaz
Kur’an:
“Allah şüphesiz, müminlerin canlarını ve mallarını cennete karşılık satın almıştır.” [17]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz canlarınızın cennet dışında bir karşılığı yoktur o halde canlarınızı sadece cennet karşılığında satınız.” [18]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz canını cennet dışında bir şeye satanın musibet ve meşakkati büyük olur.” [19]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Canını cennet nimeti dışında bir şeye satan şüphesiz kendisine zulmetmiştir.” [20]
Cennetin Değeri
İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmuştur: “La ilahe illallah” sözü cennetin değeridir.” [21]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur:
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz aziz ve celil olan Allah şöyle buyurmuştur: Kendisini tevhit ile nimetlendirdiğim kimsenin mükafatı sadece cennettir.” [23]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Azameti yüce olan Allah şöyle buyuruyor: “Lailahe illallah benim kalemdir. Her kim kaleme girerse azabımdan güvende olur.” [24]
Resulullah (s.a.a) şöyle buyurmuştur: “Her kim Allah’ın hiç şüphesiz hak olduğunu bildiği bir halde ölürse cennete girer.” [25]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennetin değeri salih ameldir.” [26]
İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Cennetin değeri dünyadan yüzçevirmektir.” [27]
[1] Al-i İmran suresi, 132. ayet [2] Hadid suresi, 21. ayet [3] Nehc’ul-Belağa, 28. hutbe [4] Gurer’ul-Hikem, 3736 [5] Tuhef’ul-Ukul, 291 [6] el-Bihar, 77/94/1 [7] Tuhef’ul-Ukul, 281 [8] Gurer’ul-Hikem, 1024 [9] a. g. e. 1074 [10] a. g. e. 397 [11] a. g. e. 417 [12] a. g. e. 477-478 [13] a. g. e. 437-438 [14] Nehc’ul-Belağa, 387. hikmet [15] Secde suresi, 17. ayet [16] Kenz’ul-Ummal, 43069, el-Bihar, 8/191/168 (Lafızdaki az bir farklılıkla) [17] Tevbe suresi, 111. ayet [18] el-Bihar, 78/13/71 [19] Gurer’ul-Hikem, 3474 [20] a. g. e. 9164 [21] et-Tevhid, 21/13 [22] a. g. e. 22/17 [23] a. g. e. 28/29 [24] a. g. e. 24/21 [25] a. g. e. 29/30 [26] Gurer’ul-Hikem, 4698 [27] a. g. e. 4700